Açık Radyo.

 

İnsanların eğer hepsi değilse pek çoğu, çocukken sahip olduğu olağanüstü yaratıcılığı kaybediyor. Çok küçük yaştan itibaren sürekli testlere ve sınavlara girip çıkmanın bunda azımsanmayacak bir rolü var şüphesiz. Çocuklar en temel yetenekleri olan merak ve soru sormayı bu testlerde yitiriyor olabilirler. İkinci bir faktör de, günümüz çocuklarının yaşayan doğa ile ilişkilerinin hemen tamamen kopmuş, ya da, daha da kötüsü, daha baştan hiç kurulmamış olması herhalde. Çocuklar, soru sormayı, risk almayı, macera peşinde koşmayı, hatta yorgun düşmeyi bile öğrenme fırsatını bulamıyorlar o zaman.

 

Bu iki durum bir araya gelince çocuklar, ne kendi haklarını öğrenip savunabiliyorlar, ne de başka insan ve canlıların, hatta bizatihi canlı doğanın tam olarak. Öğrenemeyince de, ileride, büyüdüklerinde bu hakların savunucusu olmaları olasılığı düşüyor, kayboluyor.

 

Çocuk, kadın, eşcinsel vb. elverişsiz konumdaki insan topluluklarının ve de doğa’nın hakları, canlılar âleminin varolmasının ve varkalmasının önşartı olan değerlerin temelinde yatıyor. Hak savunuculuğu, demokrasi ve sivil mücadele kültürünün ayrılmaz bir parçası. Ancak böyle bir kültürü büyük bir uğraş vererek inşa edebilirsek, başta çocuklar olmak üzere dünyanın temel değerlerini koruyup geliştirebiliriz.

 

Medya, toplumun başka bazı kurumlarının yanı sıra, bu alanda da en önemli dönüşüm araçlardan biri, belki de birincisi. Açık Radyo bu demokratik dönüşüm mekanizmasının geliştirilmesinde önemli bir “araç” olarak görülebilir. Temel demokratik kurallar üzerinde programcılarıla en baştan bir kez anlaşmaya vardıktan sonra programcılarını içerik konusunda tamamen özgür bırakan Açık Radyo, tüm erişkin programcıları olduğu gibi, elbette çocukları de tamamen serbest bırakır.

 

Söz Küçüğün programı, daha başından itibaren çocuklar tarafından özgürce tasarlanıp yayınlanıyor. Bu “kuruluş” ve “işleyişi” ile gerek ülkedeki, gerekse dünyanın birçok ülkesinde benzerine pek rastlanmayan apayrı, istisnaî bir ses yakalamakta. Program, bu sadayı çocukların haklarını ve binbir türlü başka sorunlarını dile getirerek, statükoyu tabandan değiştirmeye yönelik demokratik bir işlev görmekte. Bu açılardan, ülkede benzersiz olduğu söylenebilir.

 

Ömer Madra